Kaybetmek öğretilir, kazanmak öğrenilir

Kaybetmek öğretilir, kazanmak öğrenilir

Çevrenizde sürekli yapamayacağınızı, yapmamanız gerektiğini, yaptığınızda karşılaşabileceğiniz kötü sonuçları anlatan insanlar mutlaka vardır. Belki öyle inandıkları yada belki öyle gördükleri için, belki denemenizden yada başarmanızdan korktukları için sizi bu psikolojiye sokmayı misyon edinen bu insanlar çoğu zaman en yakınlarımızdakiler oluyor. Bu tür insanlar çevrelerindeki insanlara da küçük yaştan itibaren bazen öğütler ile bazen baskı ile kendi gibi olmaları için elinden geleni yapıyorlar. Büyük bir çoğunluk bu öğütlerin ve baskıların dışına çıkmayı maalesef cesaret edemediği için hiç direnmeden bu gruba katılıyor ve grubun diğer üyeleri gibi hiç vakit kaybetmeden göreve başlıyorlar. Bazen bu düzenin böyle gitmeyeceğini, bazı şeylerin değişmesi gerektiğini düşünen birileri çıkar, kulaklarını tıkar ve hedefe doğru koşmaya başlar. Elinde iğne ile bekleyen insanlar ise önce sabote etmeye çalışır, baktı ki etki etmiyor o zaman pusuya yatıp en küçük hatasını sabırsızlıkla bekler. İlk tökezlemesinde ben demiştim zaten ve benzeri bilumum ehlikeyf öğütleri sıralamaya başlarlar.

Ellerindeki iğneler ile renkli hayal balonlarını patlatmak isteyen bu tip insanlar ile çok fazla mücadele etmeyin, onları değiştirmeniz kolay olmayacaktır. Bırakın değiştirmeyi eğer idealleriniz konusunda kararlı, zorluklar karşısında yeterince sabırlı değilseniz sizinde onlara katılmanız içten bile değil. Modunuzu düşürmelerine izin vermeden kulaklarınızı tıkayın ve enerjinizi boş insanlar yerine işinize ve kendinize harcayın. Geleneksel ve baskıcı bir topluma sahip olduğumuz için bu tepkilere karşı her zaman hazırlıklı olun.

Hayatımız öğrenilmiş çaresizlik örneklerinden ibaret sanki. En çok bilinen hikayelerden biri ile konuyu özetlemek istiyorum. Hayvanat bahçesinde yeni doğan küçük fil yavrusu zincir ile bağlanır, fil kaçmak için ne kadar uğraşsada her denemesinde zincirden kurtulamadığını görür. İlerleyen zamanda basit bir iple bağlanan fil büyümüş ve güçlenmiş olmasına rağmen kaçamayacağını bildiği için, daha doğrusu kaçamayacağı öğretildiği için basit bir ipten kurtulmayı bile denemez. Çünkü başaramayacağı öğretilmiştir.

Bu zincirler bazen korkularımız ön yargılarımız, bazen kaybetmemizden korkan en yakınlarımız oluyor. Sizi kabuğunuza hapseden, kaybedenler kulübüne üye yapacak bu kişi, düşünce ve eylemlere karşı öncelikle cesur olup zincirlerimizi koparmamız gerekiyor. Bu davranışınız ilk başta insanlara aykırı gelebilir, dışlanabilir ve tepki görebilirsiniz. Kendinizden emin hedefleriniz konusunda yeterince kararlı değilseniz hemen zincirlerinizi koparmakla kurtulduğunuz düşünmeyin, hedefe ulaşana kadar sizin peşinizi bırakmayacaklardır. İlk düşmenizde başınıza toplanacaklardır ama kaldırmak için değil öğütler vermek için. Başarı elleriniz cebinizde gül bahçelerinde yürüyerek gelmeyecektir, düştüğünüzde kalkmamız, kararlı ve sabırlı olmanız gerekecektir. Bu bilinç ve doğrultuda olduğunuz sürece başarı peşinizi bırakmayacaktır.

 


Hasan ACAR | Kişisel Web Sitesi

YORUMLAR

    Bu konuya henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...

YORUM YAZ