Parayı Lidyalılar, vergiyi Sümerler, verginin vergisini Türkler buldu.

Parayı Lidyalılar, vergiyi Sümerler, verginin vergisini Türkler buldu.

Ülkemizdeki vergi yükünü hissetmek için bu konunun uzmanı olmak gerekmiyor sanırım. Sade bir vatandaş olarak gittiğin, yaptığın, aldığın ne varsa bunu görmek mümkün. Türkiye'de vatandaş uyanır uyanmaz yüz yıkamak için açtığı muslukla vergi ödemeye başlıyor.

KDV, çevre temizlik vergi, atık su bedeli, katı atık bertaraf bedeli, katı atık toplama bedeli.

Günaydın Türkiye :)

Bu örneklemeler için vergi uzmanı Ozan Bingöl'e teşekkür ederim. Sayesinde nasıl bir ülkede yaşadığımızı sorgulamaya başladık. Örnek vermek gerekirse 2.0 motor sıfır bir arabanın gümrük girişi 100.000 TL olsun, bu aracın bayi karı hariç satış fiyatı 210 bin lira vergi eklenince 310 bin lirayı buluyor. Bu araba su yakmıyor haliyle bir litre benzinin satış fiyatı 7 lira bunun 4-5 lirası vergi. Bir yere giderken kullandığın köprü ve yollarda ücretli. En iyisi dursun kapının önünde derseniz; motorlu taşıt vergisi haricinde, muayene, sigorta, kasko gibi giderleride unutmamak lazım. Doğrudan ve dolaylı olarak hiç birşey yapmasan bile vergi ödemeye devam ediyorsun canım ülkemde.

Benim anlamadığım biz hala araba üretmeye niye çalışıyoruz. Tabiri caizse elin Almanı yüz yıllık sanayici deneyimiyle; üretime, argeye, pazarlamaya harcadığı milyarlarca dolarla sana o aracı 100 bine satıyor biz hiç birşeye dokunmadan 200 bin vergi koyup adamların malıyla adamlardan daha çok kazanıyoruz. Belki de bu yüzden üretmiyoruz ne dersiniz ? 

Neyse gelelim özel tüketim vergisindeki çelişkiye ! 

ÖTV’nin 2002’de geliş amacı sağlığa zararlı ürünler ile lüks tüketimi vergilendirmekti. Ama limonata ve soğuk çaya bile ÖTV geldi. Yatta, gemide, teknede, elmasta, pırlantada, yakutta sıfır olan ÖTV, benzinde 40, deodorantta yüzde 20, limonatada 10, tıraş köpüğünde yüzde 7, doğalgazda yüzde 2.

2017’de OECD ortalaması dolaylı vergilerde yüzde 35. Bizde yüzde 67. En kötü ülkeler arasındayız. Verginin vergisi uygulamaları 1980'lerde başladı ülkemizde. Vatandaş hissetmedikçe yöneticiler yüklendi. Türkiye yüzde 28 ile kayıt dışı ekonomide OECD ülkeleri arasında birinci sırada. Bu rakam ABD’de yüzde 7. Kayıt dışı ekonomi aslında bir vergi isyanıdır. Vergi adil olsa bu kadar kayıt dışı olmaz. Kayıt dışı, dolaylı vergileri de artırıyor. Türkiye’de kaçak ürün deyince aklımıza gelenleri sayalım. Sigarada vergi yüzde 82. Alkollü üçecekde vergi yüzde 65. Vergi oranı alkol oranının 12.5 katı. Mazotda vergi yüzde 60. Üstelik her ocak temmuzda otomatik güncelleme geliyor alkol fiyatlarına, asgari maktu ÖTV artışı geliyor.

Kurumlar vergisi yüzde 22 oldu diye tepki gösterenler var. Fransa’da yüzde 34, Almanya yüzde 30. Türkiye’de kurumlar vergisinde o kadar çok muafiyet ve istisna var ki! 2016’da 740 bin kurumun ödediği vergi 43 milyar, maaşlı çalışanın ödediği vergi 59 milyar lira. Bu ülkede gerçek vergi rekortmeni maaşı kaynağında kesilenlerdir. Almanya’da bir asgari ücretli 1.6 motor Volkswagen araba aldığında 19 ay asgari ücretle alabiliyor. Bunun 17 ayı arabaya, 2 ayı vergiye çalışıyor. Bizde 111 aylık maaşıyla alabilir. 58 ayı arabaya, 53 ayı vergiye çalışıyor.

Parayı Lidyalılar, vergiyi Sümerler, verginin vergisini Türkler buldu.

Bu konuyla ilgili duyduğum en mantıklı öneride eski LDP başkanı Cem Toker'den duymuştum. ''Maaşlar brüt ödensin. Çalışan önce 1-2 hafta parayı cüzdanda taşısın. Sonra gidip vergileri, primleri, kesintileri yatırsın. O para söve söve cepten çıksın ki, verdiği vergiyi hissetsin, bilincine erişsin. Bakalım o zamanda bu kadar vurdum duymaz olabilecek mi? ''

 


Hasan ACAR | Kişisel Web Sitesi

YORUMLAR

    Bu konuya henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...

YORUM YAZ